Kütle çekimi kuvveti, gezegenlerin veya diğer kütlelerin, cisimleri merkezine doğru çekmesidir. Kütle çekim kuvveti bütün gezegenleri Güneş etrafında yörüngede tutar.
Cisimleri fırlattığımızda neden yere düşer? Bu sorunun cevabı kütle çekimidir. Kütle çekimi, objeleri birbirine doğru çeken görünmez bir kuvvettir. Dünya’nın kütle çekim kuvveti sizi bastığınız yerde tutar ve aynı zamanda attığımız objelerin düşmesini sağlar.
Kütlesi olan her şeyin bir çekimi vardır. Cisimler büyüdükçe etraflarına uyguladıkları çekim yani kütle çekimi artar. Ayrıca kütle çekimi uzaklıkla azalır. Yani cisimler birbirine ne kadar yakınsa o kadar kuvvetli bir şekilde birbirlerini çekerler. Dünya’nın çekimi, kütlesinden gelmektedir. Dünya’nın bütün kütlesi, vücudunuzun kütlesi üzerine toplam bir çekim uygular ve bu sizin ağırlığınızı oluşturur. Dünya’dan daha düşük kütlelere sahip bir gezegende yaşıyor olsaydınız, ağırlığınız da ona göre azalırdı. Ayrıca Dünya’nın size uyguladığı kütle çekimi kuvvetinin aynısını siz de Dünya’ya uyguluyorsunuz fakat Dünya oldukça büyük olduğu için sizin uyguladığınız kuvvet Dünya’yı etkileyemiyor.
Evrende Kütle Çekimi
Kütle çekimi, gezegenleri Güneş etrafında, Ay’ı Dünya etrafında yörüngede tutan kuvvettir. Ay’ın kütlesel çekimi yeterince büyük olduğu için Dünya’da etkilerini görürüz. Denizlerdeki gelgitler, Ay’ın Dünya üzerindeki sulara çekim kuvveti uygulaması ile meydana gelirler. Ayrıca kütle çekimi yıldız ve gezegen materyallerini kendilerine doğru çekmesini sağlayarak yıldızları ve gezegenleri oluşturur. Kütle çekimi sadece kütle üzerinde değil ışık üzerinde de çekim oluşturur. Eğer elinizdeki feneri gökyüzüne doğru tutarsanız ışığın üzerine kütle çekimi etki ettikçe bizim gözümüzün algılamayacağı kadar rengi değişir ve kırmızıya yaklaşır. Bu prensibi Albert Einstein keşfetmiştir. Karadeliklerde çok küçük bir hacme o kadar çok kütle sığmıştır ki, kütle çekimi, ışığın bile etki alanından kurtulamayacağı kadar büyük bir değer olur.
Kaynak: NASA