Türkiye'nin ikinci astronotu Tuva Cihangir Atasever'in uzay yolculuğu 8 Haziran'da gerçekleştirilecek, 1,5 saat sürecek bilim misyonu çerçevesinde Atasever 7 bilimsel deneye imza atacak.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Türkiye'nin astronotları Alper Gezeravcı ve Atasever ile Bakanlık'ta, "Türk Uzay Bilim Misyonu Yörünge Altı Araştırma Uçuşu" konulu basın toplantısı düzenledi.
Bakan Kacır, Atasever'in birbirinden farklı disiplinlerde gerçekleştireceği deneylerin, bilim insanlarının yürüttükleri araştırmalara önemli kazanımlar sağlayacağını belirtti. Her iki astronotun da Axiom Space, Space X ve NASA tarafından verilen temel astronot eğitimi ile yaşam ve güvenlik prosedürleri, modül ve deney ekipmanları kullanımı, hayatta kalma eğitimlerini aldığını anımsatan Kacır, “Alper Gezeravcı’nın görevi icra etmesine mani bir durum ortaya çıkmadı. Gezeravcı, insanlı ilk uzay bilim misyonumuzu başarıyla tamamladı. Bu da en başından proje anlaşmalarında kararlaştırdığımız üzere, ilave bir maliyet oluşturmaksızın ikinci astronotumuz Atasever'in yörünge altı araştırma uçuşu yaparak uzay deneyimi gerçekleştirmesi imkanını ortaya çıkardı. Böylelikle uzay sınırını geçen ve mikro yerçekimi ortamında bilimsel çalışmalara katkı sunan ikinci vatandaşımız Atasever olacak.” değerlendirmesinde bulundu.
Tuva Cihangir Atasever, burada yaptığı konuşmada, beklenen en erken fırlatma tarihinin 8 Haziran olduğunu belirterek, "Fırlatma, Virgin Galactic'in ABD'nin New Mexico Eyaletinde bulunan Spaceport tesislerinden gerçekleşecek. Uzay aracında, 4 mürettebat ve 2 pilottan oluşan 6 kişilik ekip yer alacak.." diye konuştu.
Araştırma uçuşunun yapılacağı aracın özelliklerine ve yolculuğun aşamalarına ilişkin bir sunum da yapan Atasever, şu bilgileri paylaştı:
"Virgin Galactic firmasıyla gerçekleştireceğimiz araştırma uçuşu, Alper abinin icra ettiği Falcon 9 Roketi ile gerçekleştirilenden farklı. Onun uçuşunda yeryüzünden roketle havalanmışlardı. Benim uçuşumda 'havadan fırlatma' olarak isimlendirilen yaklaşık 45 bin feet irtifaya, 14 kilometrelik bir irtifaya denk gelecek yüksekliğe kadar taşıyıcı uçak ile uzay aracımız beraber seyahat edecek. Buradaki amaç atmosferin kalın tabakalarını aşmak ve ilgili 14 kilometrelik irtifaya geldiğimizde ayrılma operasyonuyla üzerindeki roket motoru ateşlemesi gerçekleştiriliyor. Çok hızlı şekilde, 1 dakika içerisinde ses hızının 3 katı kadar hıza erişiyor bu uzay aracı. 90 kilometrelik irtifaya çıkıp serbest düşüş gerçekleştiriyor. Roketin uzay aracı üzerindeki itki sonlandığı andan itibaren ise mikro yerçekimi koşulları başlıyor, uzay aracımız serbest düşüş fazına giriyor. Atmosfere girişle ana taşıyıcı uçaktan ayrıldığı için üzerinde her hangi bir itki sistemi bulunmadan süzülerek iniş gerçekleştiriyor. Oldukça enteresan ve heyecanlı bir faz olması bekleniyor bu süzülme fazının. Taşıyıcı uçakla beraber kalktığı piste iniş gerçekleştirecek. Bu uçuşun toplam 1,5 saat sürmesi bekleniyor."
GERÇEKLEŞTİRİLECEK DENEYLER
Tuva Cihangir Atasever yörünge altı uçuşta görevin amacı olan 7 farklı bilimsel deneyi gerçekleştirecek. Bu deneylerden 3’ü daha önce Astronot Alper Gezeravcı’nın Uluslararası Uzay İstasyonu’nda gerçekleştirdiği deneylerin devamı niteliğinde olacak. Atasever’in astronot tulumu da uçuş esnasında giyeceği tulum olacak; 3 deneye ilişkin ekipmanları taşıyabilmesi için tulumun özel olarak revize edildiği biliniyor.
1) UZİKAT (Uzayda İnsülin Kalemi Testi) – Axiom Space ve TUA
Axiom Space ve TUA ortaklığında gerçekleştirilecek bu deneyle özel bir kutu içerisine yerleştirilmiş iki farklı insülin kalemi uzaya taşınacak ve bu ortamdaki doz aktarım verimliliği test edilecektir. Mikro yerçekimi koşullarına erişildiği anda, uçuş tulumunda yer alan özel olarak tasarlanmış cep üzerinde bulunacak insülin kalemlerinin dozları ayarlanacak ve mekanizma aktifleştirilecektir. Toplama kapları içerisine aktarılan ilaç dozları, uçuş sonrasında yüksek hassasiyete sahip terazi kullanılarak ölçülecek ve bu insülin kalemlerinin uzay ortamındaki doz aktarım kabiliyeti belirlenecektir. Bu deney sayesinde, önümüzdeki yıllarda Dünya yörüngesinde inşa edilecek uzay istasyonlarına diyabetli bireylerin gitmesi halinde uygulanabilecek tedavi yöntemlerinin etkinliğine yönelik ilk deneme gerçekleştirilmiş olacaktır.
2) IvmeRad – ODTÜ İVMER
IvmeRad, akıllı ve aktif bir giyilebilir iyonize radyasyon dozimetresidir. ODTÜ İVMER tarafından ilk olarak TÜBİTAK desteğiyle hastanelerin radyoloji ve kanser araştırmaları birimlerinde, çalışanların ne kadar iyonize radyasyona maruz kaldıklarının anlık olarak tespit edilmesi amacıyla geliştirilen IvmeRad, Karadeniz Teknik Üniversitesi iş birliği ile Galactic 07 görevi için revize edilerek uzay uçuşuna uygun hale getirilmiştir. Özel olarak tasarlanmış uçuş tulumu üzerinde uzaya taşınacak IvmeRad, görevin tüm fazlarında iyonize radyasyon doz ölçümü yapacaktır. Görev sonrasında elde edilen bu veriler analiz edilecek ve literatüre katkı sağlanacaktır.
3) YUVA (Yörünge altı Uçuşta Vezikül Analizi) – Bilkent Üniversitesi Ulusal Nanoteknoloji Araştırma Merkezi (UNAM)
Hücre dışı veziküller, bir hücrenin ana duvarından dışarı atılan ve içerisinde çeşitli biyolojik molekülleri taşıyan haberleşme kesecikleri olarak tanımlanır. Bilkent Üniversitesi Ulusal Nanoteknoloji Araştırma Merkezi’ndeki (UNAM) araştırmacılar, YUVA deneyi çerçevesinde, astronotun uçuşu sırasında maruz kalacağı kuvvetler ve mikro yerçekimi ortamının vücudundaki veziküllere olan etkilerini inceleyecekler ve bu süreçte veziküllerin içerisindeki değişimleri irdeleyecekler.
Analiz sonrası bu veziküllerin yerçekimsiz ortamda adaptasyon sağlayabilecek bilgiler içerdiğinin tespit edilmesi durumunda veziküller yeryüzündeki sağlıklı hücrelere aktarılacak ve bu hücrelerin tepkisi incelenecektir. Böylece gelecekte, uzaya gitmeden önce astronotlara uygulanabilecek, yer çekimsiz ortamda daha hızlı alışmalarını sağlayabilecek uyum terapilerinin geliştirilmesi hedefleniyor.
4) MESSAGE – Üsküdar Üniversitesi
MESSAGE Bilim Misyonu, UUİ’de Alper Gezeravcı tarafından gerçekleştirilen görevin devamı niteliğinde gerçekleşiyor. Uzun uzay seyahatleri ve Mars-Ay kolonileşme planları, astronotların sağlıklı kalabilmesi açısından bağışıklık sistemlerinin nasıl tepki verdiğini anlaşılması adına zorunlu bir ihtiyaçtır. Bu noktada, MESSAGE Bilim Misyonu, mikro yer çekimi altında astronot bağışıklık sistemlerinin tepkilerini çözümlemek ve uzun vadeli uzay görevlerinin sağlık üzerindeki etkilerini anlamak için önemli bir adımın atıyor. Astronotların bağışıklık sistemi, mikro yer çekimi koşullarında nasıl değişiklik gösteriyor, uzayda geçirilen süre arttıkça nasıl adapte oluyor, bu sorulara cevap vererek astronot sağlığını korumak hedefleniyor.
5) METABOLOM – Ankara Üniversitesi
METABOLOM Bilim Misyonu da UUİ’de Alper Gezeravcı tarafından gerçekleştirilen görevin devamı niteliğinde gerçekleşiyor. METABOLOM bilim misyonu kapsamında, astronotlardan toplanacak olan kan, idrar ve tükürük örnekleri üzerinde yapılacak olan moleküler düzeydeki detaylı analizler (metabolomik ve transkriptomik) ile uzay koşullarının insan sağlığı üzerindeki etkilerinin ortaya çıkarılması hedeflenmektedir. Toplanan biyolojik numunelerde, uzay koşulları etkisiyle değişen tüm metabolizma ürünleri ve bunlarla ilişkili gen ifadelerinin değişimleri bütünüyle araştırılacak.
Bu araştırmadan elde edilecek veriler aracılığıyla astronotların sağlığına yönelik olası risk faktörlerinin anlaşılmasında yeni bilgiler sağlanması amaçlanmıştır. Ayrıca ülkemizde yerçekimi fizyolojisi, havacılık ve uzay tıbbı alanında gelecek yıllarda yapılacak olan çalışmalar için uzmanların faydalanması amacıyla bir moleküler veri bankası oluşturulmasına yönelik ilk adım atılması kayda değer bir gelişme niteliğindedir.
6) MİYELOİD – Hacettepe Üniversitesi
MİYELOİD Bilim Misyonu da UUİ’de Alper Gezeravcı tarafından gerçekleştirilen görevin devamı niteliğinde gerçekleşiyor. MIYELOID Deneyi kapsamında, ultraviyole ışınları, yer çekimi değişiklikleri, solunan hava ve ortam, yolculuk ve uzayda kalış boyunca maruz kalınan tüm zorlu faktörlerin astronotlarımızın bağışıklık sistemini ve kan yapımı sürecini nasıl etkilediği belirlenecek.
Bağışıklık sistemindeki değişiklikler miyeloid tipteki kan hücreleri özelinde araştırılacak, bu hücrelerin özellikleri ve fonksiyonlarındaki değişimler uçuş öncesi ve dönüşte karşılaştırılacak ve uzay yolculuklarının kanser dahil bağışıklık sistemini ilgilendiren pek çok hastalık üzerine olabilecek etkisi hakkında çıkarımlar dünya bilim literatürüne ilk kez kazandırılacaktır. Bu sayede uzay yolculuklarının bağışıklık sistemi üzerine olabilecek olumsuz etkilerini gidermek üzere önlemler alınması da mümkün olabilecektir.
7) BEACON – Harvard Tıp Fakültesi ve Sağlık Bilimleri Üniversitesi
Harvard Tıp Fakültesi bünyesinde yer alan Uzay Tıbbı Araştırma Merkezi (CSMR) ile Sağlık Bilimleri Üniversitesi Hava ve Uzay Hekimliği Ana Bilim Dalı ortaklığında gerçekleştirilecek BEACON (Behavioral, Affective, Cognitive and Neurophysiological Responses to Spaceflight) deneyi kapsamında, Yakın Kızılötesi Spektroskopisi (Near Infrared Spectroscopy – NIRS) yöntemi ile ilk defa bir uzay uçuşunun tüm fazlarında beyinin Prefrontal Korteks bölgesindeki kan yayılımı ve omurilik sıvısı (CSF) dinamikleri incelenecektir. Bu sayede astronotlar için önemli risk faktörlerinden birisi olan kafatası basınç değişimi gözlemlenerek omurilik sıvısının bu fenomene etkisi ortaya konulacaktır. Beyin aktivitesine ek olarak EKG verileri ve çeşitli biyolojik örnekler üzerinde yapılacak analizler ile uzay uçuşunun psikofizyolojik ve bağışıklık sistemi üzerindeki etkileri analiz edilecektir.
BEACON isimli beyin görüntüleme deneyi kapsamında Atasever’in kafasına takacağı bir ölçümleme cihazını uçuşun tüm fazlarında üzerinde taşıyacağını, böylece kan yayılımı ve omurilik sıvısının dinamiklerini incelenecek.
Mikro yerçekimi ortamında vücudun aşağı bölgelerinde bulunan sıvıların kafa tasına doğru toplandığını aktaran Atasever, “Bu kafatası içerisindeki basıncı artırıyor. Bu durum astronotların sağlığıyla ilgili çeşitli problemleri beraberinde getirebiliyor. Mesela görmeleri bozulabiliyor. Bu duruma omurilik sıvısının etkisi ilk defa bir uzay uçuşunda gözlemlenecek. Buna ek olarak dünyayı uzak noktadan görmüş olmanın benim üzerimde yaratacağı psikolojik değişim ve dönüşümleri de araştırmacılarımız benden örnekler toplayarak ortaya koyacaklar.” ifadelerine basın toplantısında yaptığı sunumda yer verdi.